24 Temmuz 2013 Çarşamba

Bugün 'Son Günün' Deseler Ne Yapardın?

Bugün son günün olduğunu bir düşünsene?Ben düşünmek istesem de inanamıyorum.Belkide bu son dakikam ya da son saatimdir.Kim bilir?Biliyorum; böyle ,bunları düşünerek, yaşanmaz lakin şöyle bir şey var: Yaşıyoruz ve elbet bir gün öleceğiz.O zaman bunları düşünmeden neden yaşayalım.Ben bu dünyaya sadece yaşamak için geldiğimize inanmıyorum.Ben inanan bir insanım ve merak eden de bir insanım fakat oturup düşünüyorum.Bugün son günüm olsa ne yapardım?Aklım almaya başlasa bile kalbim ,belkide buna nefis diyorlar, inanmak istemiyor.Ne de olsa inkar etmek en kolay şey ama biz daha ne kadar neyi inkar edeceğiz.Gerçek ortada.
Düşünüyorum acaba bütün günü az buçuk olan ibadetimle mi geçirirdim diye?Nedense, bu bana hiç samimi gelmiyor çünkü bana bugünün son günüm olacağını söylemeselerdi ben büyük ihtimal bütün gün ibadet etmeyecektim.Peki, öyleyse ne' yapardım?Bütün gün yaptığım gibi film izleyebilir,annemi kırabilir miydim?Sanmıyorum, bunu  yapacak cesaretim yok.Nede olsa ölüyorum.Bir kaç günah daha eklemenin ne anlamı var?Oturup biraz ibadet biraz eğlence yapmaya kalbim razı gelir miydi ya da herkesden helallik istemeye mi çalışmalı?Ben o kısmıda öğrendim o kadar kolay değil.Birine her şeyi en açık şekilde onun hakkında ne konuştuysan söylemen gerekiyormuş.Şahsen ben birinin hakkında konuşuyorsam teker teker ne söylediğimi aklımda tutmam,söylerim akıtırım içimi.Bir de ben öyle "Ben onun yüzünede söyledim. ya da "Karşıma gelse onada söylerim." diyenlerden olamadım hiçbir zaman madem yüzüne söyleyebiliyorsun.O zaman burda kaybettiğin zaman niye?Git söyle ona anlat düşüncelerini.Şayet hoşuna gidicek bir şey söylüyorsan diyeceğim bir şey yok zaten söylemek bana düşmez...
Aslında bakmayın benim bu karmaşık yazılarıma bazen sadece yaşadığın günü son gününmüş gib yaşamak yeter bize.Ben artık bu düşünceyle yaşamak istiyorum çünkü biliyorum ki o zaman belki bir nebzede olsa yapacağım yanlışların önüne geçebilirim.Ama şu da bir gerçek ki hala gerçekten bugünümün son gün olacağını söyleseler sanırım bütün günü bunu sindirmeye harcardım.Düşünsenize, son gününüz....Sadece bir 24 saat.Bazen bu hayattan göçmek daha fazla günah işlemeden ölmek istesem de hatta bu dünyayı sevmesemde...gidemem.Yani gitmek için gerçektn gönüllü olamam çünkü ben en kadar gelecekteki günahlarım için endişelendiğimden gitmek istesemde geçmiştekilerin hangisini düzeltebilmişim ki gitmeyi hakedeyim.
Allah hepimizi günahlarımızı affetmiş bizi bağışlamış şekilde cennetine alması için..Fatiha.
Her nefis öIümü tadacaktır! Sizi imtihan etmek için hayra ve kötüIüğe mübteIa kıIarız. Hepiniz en sonunda bize döndürüIeceksiniz.

Kaynak : Dini Sözler, Dini Sözler 2013
http://www.neguzelsozler.com/dini-sozler/dini-sozler.html
---Her nefis ölümü tadacaktır!Sizi imtihan etmek için hayra ve kötülüğe mübtela kılarız.Hepiniz en sonunda bize döneceksiniz.
Her nefis öIümü tadacaktır! Sizi imtihan etmek için hayra ve kötüIüğe mübteIa kıIarız. Hepiniz en sonunda bize döndürüIeceksiniz.

Kaynak : Dini Sözler, Dini Sözler 2013
http://www.neguzelsozler.com/dini-sozler/dini-sozler.html
Her nefis öIümü tadacaktır! Sizi imtihan etmek için hayra ve kötüIüğe mübteIa kıIarız. Hepiniz en sonunda bize döndürüIeceksiniz.

Kaynak : Dini Sözler, Dini Sözler 2013
http://www.neguzelsozler.com/dini-sozler/dini-sozler.html
Her nefis öIümü tadacaktır! Sizi imtihan etmek için hayra ve kötüIüğe mübteIa kıIarız. Hepiniz en sonunda bize döndürüIeceksiniz.

Kaynak : Dini Sözler, Dini Sözler 2013
http://www.neguzelsozler.com/dini-sozler/dini-sozler.html

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Tarkan-Pare Pare

Bu şarkıyı o kadar uzun zaman arıyordum ki...
Bakmayın, öyle çok tarkan hayranı biri değilim hatta Türkçe çok dinlemeyenlerdenim bende ama hiçbir şekilde Tarkan'ın hakkını yiyemem.Kendini her şekilde kanıtlamış bir insandır kendisi.Bizim gençliğimizde insanlar çocuklarının adını Tarkan koyardı sadece Tarkan'ı sevdikleri için.Düşünsenize kocalarının hissettiklerini:D
Biz büyürkene bi' ara yurtdışına çıktı.O zamanlarda ergenlik yıllarım ya çok dalga geçtik Türkiye'de tutunamadı o yüzden gitti diye.Şimdi -ne yalan söyleyeyim- biraz utanıyorum öyle düşündüğüm için ama çocukluk işte.Bence bu kadar yıldır hala müzik dünyasında yerini koruyabilmiş ve bir şeyleri ispat etmişse bu onun aslında ne kadar başarılı olduğunu kanıtlar sadece.O yüzden bu şarkı Tarkan'dan "Hayatı hiçbir zaman yoluna girememişlere,girsede yerini yine dağınıklığa bırakmış olanlara" gelsin...
Şarkı Sözü

Hala dün gibi hatırlarım her anını anıların

Biraz hırçınım bu yüzden biraz hüzünlüdür hep bir yanım

Hala sızlar için için her biri yaralarımın

Dalgalıdır denizim bu yüzden

Biraz ıssızdır hep kıyılarım

Bir yanar bir sönerim bir ağlar bir gülerim

Pare pare buruktur hep sevinçlerim

Dağ gibi derya gibi bende acılar şahidim şarkılar 

 Ne zaman ümitle hayata göz kırpsam

Çiçekler açsam kapıma dayanır sonbahar

Çok erken tanıdım çok erken tattım cilvesini kaderin

Zamansız büyüdüm şimdi kayıp çocukluk günlerim

Bir yanar bir sönerim bir ağlar bir gülerim

Pare pare buruktur hep sevinçlerim

Dağ gibi derya gibi Bende acılar şahidim şarkılar

Ne zaman ümitle hayata göz kırpsam

Çiçekler açsam kapıma dayanır sonbahar

---------
Piyano kısmını kesinlikle beğeniceğinizi düşünüyorum.Keyifli dinlemeler:)

19 Temmuz 2013 Cuma

Yalın-Gelme

Ben aslında o kadar iyi bi anlatıcı değilim ama acı çekmenin ne olduğunu,unutmaya çalışmanın ne demek olduğunu iyi bilirim.Belki bende hiç bitmeyecek gibi düşünen bi hayalperesttim eskiden ama şimdi -o kadar yılın ardından- tekrarı düşünmek çektiğim o kadar acıya haksızlık değil mi? Madem şimdi gelecekti, neden gitti? Sizce de biraz komik değil mi?
Anlatmadan size bunları yazmam biliyorum işleri sizin açınızdan karmaşıklaştırıyor ama eğer terkedilenseniz sadece onun tekrar gelme ihtimlini ve sizin bunun ardından neler hissedebileceğinizi düşünmeniz yeter.Terkedene gelirsek;eğer onlardan biriyseniz yazıcaklarımı okumamanızı tavsiye ederim çünkü sizi umutlandıracak şeyler yazmayacağım buraya...
Aslına bakarsanız teknik açıdan terkedilen ben değilim yani en azından son olarak ben ayrıldım ama buna sebep oydu.Bilemiyorum sizin için ne derece önemli ama güven benim için değer biçilemeyecek kadar önemli bir mücevherdir ve güven kaybedilince tekrar gelmesi zordur benim için.Aslına bakarsanız ben geldiğinide pek görmedim ama değer de güven kadar önemlidir benim için ve şuan hala onunla konuşuyorsam bunun tek nedeni verdiğim değerin güvenden daha fazla olmasındandır.Bence bi ilişkiyi ayakta tutan kişi her zaman biraz daha fazla sevendir ve değer verendir.
O yüzden siz siz olun asla karşınızdakine kendinizden fazla değer vermeyin hele de o size değer vermiyorsa sizinde değerinizi haketmiyor demektir..
Bu şarkı değer veripte kaybedenlere gelsin...
 -----------
Değer...

Sevdiğine verdiğin değer seni değerli kılmıyorsa sevdiğine değil kendine kız.
Çünkü değer verişin değerli kılınmak içinse değer verende eksik ararız.

Değer bilmeyen senin değerini geç olsa da görür.
Ama o zaman geç olur...

Değer bilmek...
Değer vermek...

Görünüşte kolay olsa da kimi zaman hayli zor olur.

Önemli olan geçici değerler değil değerli kalanlar olur.

Değerin değerini belirlemek ise yalnızca değer vermekle olur.

Bu sözler belki anlaşılır belki anlaşılmaz...
Anlaşılsa bile belki anlatılana ulaşmaz...

Sağlık olsun...
Şükürler olsun...

Bu sineye değer bilmese de
Değer verdiğini unutmak yaraşmaz...

''Değer bilmiyorlar.'' diye üzülmek olmaz.
Değer değerlenmek için değerliye sunulmaz.
Zaten bunca çileden sonra değerli olup sevinmeye gönül alışamaz.

Değer ya verilir ya bilinir.
Ortası yoktur sadece değerliye değerli denilir.
Bilmem ki değer verdiklerin sana değer vermezse onlara daha ne denilir...

Değer senden değil değer verenden gelir.
İstersen kendinden bil değer verilmeden nasıl değer gelir?
Bunlar belki kulağa nahoş gelir.
Ama gönülden mana-i hakikatten gelir.
Sonunda bu değerlerin hatırlatmasına virgül de gelir nokta da gelir.
Bunu da ancak değeri bildiren bilir.

Değer... Buna değer...

Mutluluk

Aslına bakarsanız aşka çok uzak bi insanım.Bunu bi' örnekle açıklayacak olursam; ben bi' arkadaşıma "Aşık oldum ben" desem, "Hangi kore dizisine ?" diyecek arkadaşlarım var benim.Anlayacağınız bende o "ara bulucular"danım.Çok insan dinlerim.Nedense anlatmaktansa dinlemeyi daha çok severim ve tabi onların aşk acılarına çözüm bulmayıda severim :)Çünkü -belki biraz bencilce bulucaksınız ama- onlara baktıkça iyiki birini sevmiyorum derim.
Ben hayatımda bi kez aşık oldum ve hoş bi' şey değildi.O zamandan sonra kimseye sevmeye ihtiyaç duymadım ama sevip kavuşmak isteyeninde her zaman yanında oldum destek verdim ama o destek verdiklerimden bile çok azı hala çıkıyor.Sorun bende değil gerçekten.Ben elimden geleni yaptım mutlu olmaları için ama kabul edelim; bu kadar çok insan mutsuz ve yalnızsa bence biz mutluluğu çok yanlış yerlerde arıyoruz.Bence mutluluk biriyle çıkmaktan ibaret değil, mutluluk bi insanın gülümsemesinde saklıdır.Bazen bi gülümseme görürsün ve düşünürsün; "Ben neden gülümsemiyorum?"ve sende gülümsersin.Bence bu kadardır.
İlişki nedir ki sizin için ? Başta "cicim ayları" diye daha hala neden ona öyle dediklerini çözemediğim bi dönem var.Eskiden o cicim aylarını ne kadar uzun tutabilirsen ilişkinin o kadar uzun sürdüğünü düşünürdüm.Ne kadar aptalmışım!Şuana kadar hiç mükemmel bi ilişki görmedim,dizileri saymazsak.Onlarda bile artık mutlu sonları bulmak çok zor ya :)! Mükemmel ilişki nedir diye de sorarsanız; insanın kendini nasıl hissetmek istiyorsa o hissi yaşayabildiği bi' ilişkidir mükemmel olan.
Bana sorarsanız; mükemmel ilişki söz konusu değil çünkü içinde insan kavramını barındıran hiçbir şeyde mükemmellik söz konusu olamaz.Biz kusurlarla dolu olan basit varlıklarız sadece...Eğer mükemmeli bulmak ona ulaşmak istiyorsanız; Allah'ı tanıyın ona yakın olmaya çalışın işte asıl güzellik ve mükemmellik ondadır.Gerisi teferruattır.

---Allah bir insanı senin elinle ayağa kaldıracaksa, sen nasıl elini uzatmazsın? Allah seni insanlara sevdirmek istiyor, Allah senin dağılmış parçalarını topluyor. Aşka nankörlük etme! »
ŞEMS-İ TEBRİZİ

18 Temmuz 2013 Perşembe

Tek Geçerim:)

Arabalar-Cars

Bilmiyorum, çizgi filmle aranız nasıl ama açıkça konuşmak gerekirse ben lise hayatımın sadece son senesinde adam akıllı çizgi film dişinde ağır filmler izlemeye başladım.Nedense her zaman çizgi filmlerin eğlenceli dünyası beni diğer ağır filmlerden daha çok çekmiştir çünkü siz bi çizgi filmi istediğiniz her an izleyebilirsiniz ama aynı şey ağır filmler için geçerli değildir bence.Ağır filmlerden anlatmak istediğim Prestij,Sihirbaz gibi filmler..Onları izlemek öncelikle bi çaba ister çünkü o filmlere başladığında başından kalkamazsın, kalkarsan o film anlamını kaybeder ve filmden hiçbir şey anlamamış şekilde bırakırsın ve belki bid aha başlamak isteyesin de gelmez.Çizgi filmler kolaylıkla bırakılabilir ve ağır filmlere göre daha da kısadır neredeyse yarısı sürede mutlu sona ulaşırsın ve bilirsin çizgi filmler daima mutlu sonla biter ama şahsen ben öyle kolay kolay iyi sonla biten ağır filmler görmedim.
O yüzden bende çizgi filmlerin yeri her daim ayrıdır fakat bu çizgi filmlerin arasında bendeki yeri bambaşka olan bi' çizgi filmi sorsanız hiç tereddüt etmeden "Arabalar" derim.Nedenine gelecek olursak; sanırım bunun için konudan bahsetmem lazım ama kısaca söylemem gerekirse beni etkileyen filmin arkadaş sevgilisini en iyi şekilde gösteriyor olması ve tabi arkadaşlığın önemini en iyi şekilde vurgulamasıda var:) Konuyu anlatınca beni daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum :)








Mack





Lightning McQueen



Konusu; McQueen yetenekli ve bu yeteneğinin farkında olan ve kendini beğenen özgüvenli bi yarışçıdır.Kupayı alan ilk çaylak olmak için lastiklerini değiştirmeyip sürekli benzinle yoluna devam eder.Son dönemeçte herkesden öndedir ama son turda şans onun yanında olmaz ve son anda 3 kişiyle berabere kalır.Kendine güvenen McQueen son yarış öncesi yarışın yapılacağı yere en önce gitmek için bütün yolları dener ama yine şansı yaver gitmeyen karakterimiz adını sanını bilmediği bi' kasabaya düşer ve orda sorun çıkardığından dolayı kamu hizmetine verilir ama tanıştığı bu kasaba insanlarından çok şey öğrenecektir McQueen.
"Yüce Porsche" repliğinin olduğu sahneyi kesinlikle izlemelisiniz:)


Yoldan kal, yoldaştan kalma!
Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir. Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur. Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar. Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir.

İyi Seyirler:)

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Emma

Bir diğer klasiğime gelecek olursak...
EMMA
Birbirini seven iki insanın birbirlerini sevdiklerini ancak başkaları onların sevdiği kişiyi sevince anlamasının en güzel örneği bu film sanırım.Bazen aşk tam önünüzde de olsa uzanamazsınız ona ama bence bu konuda aşkı meyveye benzetebiliriz çünkü meyve en başından beri meyve değildir daha tohumken onu farkedemezsiniz ;)
Belki Aşk Ve Gurur kadar yazamam bu film karşısında hissettiklerimi fakat biliyorum ki bu filmde -Aşk Ve Gurur kadar olmasada- beni etkilemiş bir film.Beni etkileyen yanı ise aşkın herkese zor olduğunu göstermesinden kaynaklanıyor çünkü filmlerde hep biri fakir diğeri zengin olur ama bu filmde kimse fakir değil en azından asıl kahramanlar :)
Konusu:
Filmin konusuna gelecek olursak; Emma öyle her filmdeki ya da kitaptaki gibi bazı noksanlıkları olan zayıf tiplerden değil.Aksine o her şeye sahip ve bunun farkında olan özgüvenli biri ama kim demiş ki; bunun her zaman iyi olacağını?
 Bazen tamda önümüzde olan aşkı göremeyecek kadar körüzdür.

İyi Seyirler...
Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz eden bizler… Ben.

Kaynak: Elif Şafak Sözleri
http://www.guzelsozlerin.com/elif-safak-sozleri.html
Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz eden bizler… Ben.

Kaynak: Elif Şafak Sözleri
http://www.guzelsozlerin.com/elif-safak-sozleri.html

Aslında bazen sadece yazarsın.

Şuan ne kadar yazı başına oturmuş olsamda ne yazıcak bi' havadayım ne de kafada.Ama sadece belki yazarsam her şeyin çözüme kavuşacağını ve bütün her şeyin net olacağını düşünüyorum.Umut ediyorum...Ama konuşmak kadar da bazen yazmakta zor;eğer nerden başlayacağınızı bilmiyorsanız.İşte ben tam o noktada ve kaybolmuş haldeyim.Neden mi?Çünkü kendimi tanıyamayacak kadar az yaşıyorum tabi sizin için yaşamak nefes almaktan ibaret değilse...
Nasıl başlanır ki...Nasıl tanır insan kendini nasıl bilir ne yapıp ne yapmayacağını.Aslına bakarsanız ben o hep "senin sağın solun belli olmaz"cılardanım.Her şeyi yapabilen ama ne yapacağını bilemeyenim.
Siz benim yerimde olsanız; ne yapardınız?